
Sinan San • 23/07/2025
ROCK ÂLEMİNDEKİ EFSANE
○○ DAVULCULAR ○○
Rock gruplarında Davulcular, müzikteki ritmi temsil ettikleri için son derece önemliler. Bazı isimler orkestradaki rolleri dışında müzisyen olarak da mühim roller almışlardır. Yani sadece teknikleriyle değil; gruba kattıkları hava ve bestecilik özellikleriyle de ön plana çıkmışlardır. Şimdi bu kriterler içerisindeki, Rock tarihindeki önemli bazı Bateristlerden bahsetmek istiyorum.

John Bonham, bu isimlerden ilk bahsedeceğim Davulcu. Kendisi Led Zeppelin’in efsanevi Davulcusu olup varlığı grup için çok önemlidir. Çünkü Jimmy Page’ın gitarı ve Robert Plant’in sesini destekleyebilecek davulu çalabilmek, başka kimsenin başaramayacağı bir işti.
Bunun en büyük kanıtı, 1980 yılında turnede grubun provası sonrasında aşırı içmesi sonucunda kusmuğunda boğularak ölmesiyle diğer üyelerin Led Zeppelin’i sona erdirme kararı almalarıdır. Çünkü başka kimsenin Led Zeppelin davulunu onun gibi çalamayacağına hemfikir kalmışlardır. Hatta 2007’de Londra’da grubun yıllar sonrasında gerçekleştirdiği reunion konserinde, baterinin başına merhum Davulcunun oğlu Jason Bonham geçmişti. Böylece Led Zeppelin’in davul koltuğuna oturacak kişinin, Bonham soyadı taşıması gerektiği gerçeği pekiştirildi.

Phil Collins, Davulcu deyince ilk akla gelen isimlerinden bir başkası. Kendisi Genesis’te Peter Gabriel’ın liderliği zamanlarında sadece Davulculuk yapan, ama onun 1975’te gruptan ayrılması sonrasında topluluğun dümenine geçen isimdi.
Müthiş Davulculuğunun yanında, gruba yaptığı liderlikle de Rock tarihinde önemli bir yer edindi. Genesis‘teki besteleri ve vokalleriyle kendisini dinleyicilere Peter Gabriel sonrasında kabul ettirdi. Konserlerde davul çalarken, şarkı da söyleyebilmektedir. Genesis dışında “So Seriously” albümü olmak üzere müzik piyasasında ses getiren bazı başarılı solo albümler de gerçekleştirdi. Ayrıca Phil Collins iyi bir Davulcuyla çalışmak istediklerinde en çok kapısı çalınan kişi de oldu. Mesela Eric Clapton kendi albümleri için defalarca Phil Collins‘e başvururken, Robert Plant de ilk 2 solo albümünde davulda onu görmek istedi.

Roger Taylor, bu konu başlığı içerisinde bahsedeceğim üçüncü isim. Davul çalışıyla Queen’in müziğine çok önemli katkısı olan müzisyen başta “Stone Cold Crazy”, “Sheer Heart Attack”, “Radio Ga Ga”, “A Kind Of Magic” ve “These Are The Days Of Our Lives” gibi Queen parçalarının bestecisidir.
Freddie Mercury‘nin sesi ve Brian May‘in gitarını davuluyla desteklemenin her Bateristin yapabileceği bir iş olmadığı kesin. Konserlerde genellikle back vokal görevini de üstlenen Roger Taylor, çok net şekilde orkestranın içerisinde üstüne düşen görevi fazlasıyla yerine getirmiştir. Tuşesini şarkının ruhuna göre gayet iyi ayarlayarak, abartılı ya da silik kalmamayı Queen tarihinde başarmıştır. Zira Hard Rock türüne meraklı olan Brian May, Queen‘i zaman zaman sert şarkılara sürüklese de bu şarkılardaki Roger Taylor‘ın ter döken performansları şapka çıkartacak cinstendir. Bazen kendisi ve Freddie Mercury‘nin önderliğinde gerçekleşen yumuşak şarkılarda, vuruşlarını şarkının önüne geçmeyecek şekilde ayarlaması da dikkat çekicidir.

Ian Paice ile Deep Purple’a geldik. Uzun bir tarihçesi olan ve üyelerinin çok sık değiştiği bu efsanevi toplulukta baştan sona yer alan tek isim Davulcu Ian Paice’dir. Deep Purple özellikle Ritchie Blackmore ve Steve Morse gibi iki farklı gitaristle tarihinde değişik tarzda soundlar yakalarken, bunlara Ian Paice her zaman başarıyla ayak uydurmuştur.
Günümüzde ilerleyen yaşına rağmen, konserlerdeki performansı izleyicileri hâlâ şaşırtmaktadır. Deep Purple’ın aktif olmadığı 1976 ve 1984 yılları arasında, David Coverdale’in Whitesnake grubuna 6 yıllığına dahil olmuş ve yine başarılı bir performans sergilemiştir. Ardından Gary Moore ile çalışmaya başlayan Ian Paice, Deep Purple’ın 1984 yılında tekrar bir araya gelmesiyle beraber gruptaki yerini kaptırmamıştır.

Nick Mason ile Ian Paice’in benzer bir devamlılık özelliği var. Pink Floyd‘un Bateristi Nick Mason’dan da bahsetmeden bu yazı tabii ki olmaz. Pink Floyd‘un üye çeşitliliği Deep Purple kadar fazla değil. Ama grup tarihinde yer almış toplam 5 üyeden sadece Nick Mason, tüm Pink Floyd albümlerinde çalmış kişi.
Grubun ilk lideri Syd Barrett 1968’de ikinci albüm kayıtlarında Pink Floyd’dan gönderilirken, David Gilmour ilk albüm sonrasında gruba dahil olmuştur. Rick Wright ise 1981 yılında “The Wall” kayıtlarında kendisinden memnun kalınmaması sonucunda ayrılmış ve “The Final Cut” albümünde yer almamıştır. Bir albüm ıskalayan piyanist, 1987’de gruba tekrar dahil olmuştur. Roger Waters ise 1985’te gruptan ayrılması sonrasında, grubun son dönem albümlerinde yoktur. Ama bütün bunlar olurken, Nick Mason her zaman grupta davulunun başında kalmıştır. Teknik olarak kendisini pek beğenmeyen Nick Mason‘ın esas olayı tuşesidir. “Meddle”, “The Dark Side Of The Moon”, “Wish You Were Here”, “Animals” ve “The Wall” gibi yer yer yumuşak, yer yer sert bölümlere sahip efsanevi albümlerin hepsinde müziğin ihtiyacına cevap verebilmesi çok büyük iştir.

Chad Smith, Rock tarihindeki önemli Davulcular arasında bu sefer diğerlerine göre daha genç bir isim. Bu kişi Red Hot Chili Peppers’ın Davulcusu. Kendisi gruba gitarist John Frusciante ile beraber 1988 yılında katılmıştır.
İlk 3 albümünde Baterist bulma konusunda istikrarı koruyamamış topluluk, en sonunda Chad Smith ile rahata ermiştir. Bir sürü derginin yaptığı anketlerde en iyi Davulcular arasında adı geçen Baterist, dünyanın en iyi bas gitaristlerinden biri Flea ile beraber grubun müziğinin eşsiz ritimlere kavuşmasını sağlamıştır. Ayrıca gruba sonradan katılmasına rağmen, bestelerde söz sahibi olması da onun müzisyenlik kişiliğini de hafife almamak gerektiğini bize gösterir.

Taylor Hawkins, önemli Davulculardan bahsederken, daha da genç bir isim. Bu kişi Foo Fighters‘ın Bateristi. Bu grup birçok insanın bildiği gibi Nirvana‘nın Davulcusu Dave Grohl tarafından kurulmuştur. Kurt Cobain‘in ölmesi sonrasında kendi yolunu çizen Dave Grohl, gruba liderlik etme anlamında elektrogitar çalmayı tercih etmiştir. Yine de ilk albümlerde bazı davulları çalmış, geri kalan davul işini William Goldsmith ile Franz Stahl‘a yaptırmıştır.
Ancak ortaya çıkan kalite grup liderini tam anlamıyla tatmin etmemiştir. Bu yüzden arayışa girmiş ve denediği Bateristler arasında Taylor Hawkins’te karar kılmıştır. 1997’de gruba dahil olan Taylor Hawkins, grubun aradığı kan olduğunu kanıtlamıştır. Kendisi bariz bir şekilde Foo Fighters‘ın ritim duygusunu güçlendirmiştir. Yeri geldiğinde davul çalarken şarkı da söyleyebilmesi, grubun ikinci vokal ihtiyacını da karşılamıştır. Açıkçası Nirvana gibi bir grupta davul çalmış biri varken, ondan daha iyisini çalabiliyor olmak gerçekten çok büyük başarıdır. Ne yazık ki kendisi 2022’deki Foo Fighters turnesinde Kolombiya’da geçirdiği kalp krizi nedeniyle erken yaşta hayata veda etti.

Mike Portnoy, en iyi Davulcular listesinde birçok kez ıska geçilmiş bir isim. Burada hakkını teslim edelim derim. Birçok farklı grupla çalmış, fakat en çok Dream Theater’daki Davulculuğuyla adını duyurmuş Mike Portnoy. Eşi benzeri olmayan bateri atakları ve davul sololarıyla dikkat edilmesi gereken bir Bateristtir. Yeri geldiğinde müthiş Davulculuk performansıyla beraber şarkı da söyleyebilmesi, ona duyulan hayranlığı daha fazla arttırmaktadır.
Çünkü sergilediği fiziksel performans nefes kesecek bir eforken, kendisi bunun üzerine şarkı da söyleyebilmektedir. Mike Portnoy 30 yıldır Dream Theater’da çalmakta, onun dışında bir sürü proje ve tribute gruplarında da yer almıştır. Özellikle tribute olaylarında bazı şarkıların orijinallerindeki davulculardan daha iyi çaldığı bile iddia edilmiştir. Zaten davulda kendine has stili yaratan çok fazla kişi olduğu söylenemez, ama vurmalı konusunda stil sahibi denince ilk akla gelen isim Mike Portnoy olması onun Rock tarihindeki en önemli Davulculardan biri olduğunu göstermektedir.

Ringo Starr, çoğunlukla grubun en sessiz elemanı olarak görüldü. Pop ve Rock müziğin kurucusu olarak görülen The Beatles, müzik dünyasında yeni bir tarz yaratmıştır. Bu tarz yaratılırken, elbette davulun başındaki isim de önemlidir. Ringo Starr her zaman, Rock Davulcularına referans olma özelliği taşır.
Eğer Ringo Starr başarılı bir Davulcu olmasa, The Beatles‘ın aynı başarıyı yakalayabilmesi pek mümkün olmazdı. Aynı zamanda efsane grup üyelerinden hayatta olan iki üyeden biri olması, bugün onun müzik dünyasındaki önemini de artırmaktadır. Davulda his yaratmanın diğer enstrümanlara göre daha zor olmasına rağmen, Ringo Starr davula duyguyu da yüklemekte başarılı olmuştur.

Charlie Watts, bahsedeceğim son Davulcu, Ringo Starr gibi Rock müzikte davulun temellerini atan bir diğer Baterist. The Rolling Stones’un daimi üyesi olan Charlie Watts, grubun 50 yıllık tarihinde değişik şekillere evrilen şarkılarına ayak uyduruşu ve Ringo Starr gibi kendisinden sonra gelen Rock Davulcularına referans olması nedeniyle önemli bir Davulcudur.
İşin ilginç tarafı kendisinin ayrıca bir caz orkestrası bulunmasıdır. Yani ritimleri çok farklı olan bu iki müzik türünü gayet mükemmel şekilde çalması çok takdir edilesi bir özelliğidir. The Rolling Stones’a katılmadan önce belli bir kariyer bile edinmiş olması, diğer üyelerin onu topluluğa dahil etmeğe çekinmelerine sebep olmuştur. Fakat kendisi gruba katılmak isteyince, özellikle Keith Richards sevincini gizleyememiştir. Gelmiş geçmiş en uzun var olmuş grubun değişmez Bateristi olmak da kendisini efsanevi bir karaktere dönüştürmüştür. Onu takip eden jenerasyonlara miras niteliğinde bıraktığı ritimleri de düşününce, kendisinin Rock tarihinin önemli Davulcularından biri olduğunu söyleyebiliriz. The Rolling Stones’un son albümü “Hanckey Diamonds”ın kayıtları sırasında Charlie Watts maalesef hayatını kaybetmiştir, fakat kayıtta iki şarkıda çalmış olması grup içerisindeki devamlılığını sağlamıştır.
Sonuçta Rock tarihinde birçok önemli Davulcu bulunmakta. Ben bugün listeyi biraz butik tutarak, önemli grupları başarıya götüren yolda müziğin ihtiyacını karşılayarak grubun ihtiyaç duyulan ritimleri sağlayan ya da besteleriyle gruplarına önemli katkılarda bulunan önemli Bateristlerden bahsettim. Yoksa teknik anlamda çok iyi olsa da bulundukları grupları veya kendi kariyerlerini çok önemli noktalara taşıyamamış isimlere girmedim.
SİNAN SAN’ın DİĞER YAZILARI
